Terörist
saldırıları, kitle katliamlarını, intihar bombacılarının eylemlerini İslam'la
bağdaştıran bazı kişiler, dünyada İslam adına terör estirenlerin Müslüman
oldukları yanılgısına kapılmaktadırlar. Üstelik bu kişilerin Kuran'a uyan
gerçek birer Müslüman olduklarını düşünmektedirler. Oysa bu kişilerin ne İslam
ile ne de kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim ile hiçbir ilgileri yoktur.
İslam Dini;
Terörist Saldırıları, Katliamları, İntihar Saldırılarını ve Her Türlü Vahşeti
Lanetler
Bazı ibadetleri
yerine getirmeleri, herhangi bir İslam ülkesinin vatandaşı olmaları, kimliklerinde
Müslüman yazıyor olması gerçeği değiştirmez. Bu kimseler tamamen Darwinist
dünya görüşüne sahip insanlardır. Çevrelerindeki insanları da
materyalist-Darwinist bakış açısına göre değerlendirirler:
Onların bu büyük
yanılgılarına göre, "İnsanlar, biraz daha gelişmiş hayvanlardır; ruhları
ve benlikleri yoktur, hiç kimseye karşı sorumlu değildirler. Her hayvan gibi
insan da hayatta kalabilmek için bencil olmak, sadece kendini düşünmek
zorundadır. Bu hayvan topluluğunun içinde zayıf olanlar mutlaka elenerek, yok
edilmelidir." Elbette ki bu yanlış mantıktaki bir insanın kitle
katliamları gerçekleştirmesini engelleyebilecek hiçbir ahlaki ve vicdani neden
kalmamaktadır.
Söz konusu
terörist liderler, gerçekte, Amerika'da ve çeşitli Avrupa ülkelerinde, İslam
ahlakından uzak şekilde "şımarık ve züppe" yetiştirilmiş, gece
kulüplerinden çıkmayan, Batı kültürünün olumsuz ve dejenere yönlerini
kabullenmiş ateist zihniyetteki kişilerdir. Burada şunu belirtmek gerekir ki,
bir kimse din ahlakını yaşamaya başlamadan önce her türlü farklı yaşantı içinde
olabilir, bu kınanacak bir durum değildir. Kişinin samimi olarak tevbe edip
Allah inancına yönelmesiyle Allah'ın bu hatalarını affetmesi umulur. Ama söz
konusu kimseler için durum farklıdır.
Bu kişiler görev
zamanları geldiğinde, sakal bırakıp ehl-i sünnet bir Müslüman görünümüne
bürünüp işbaşına geçerler. Birtakım istihbarat teşkilatlarının derin
bölümlerinden gereken emirleri alır ve bunlara uygun eylemlerini tereddütsüz
yerine getirirler. Onların Müslümanlıkla, İslam ile hiçbir ilgileri yoktur.
Onların dini İslam değil; materyalizmdir, Darwinizm'dir. Kuran'a tam anlamıyla
uyan, samimi Müslümanların, Kuran'a muhalif olan böyle bir zulüm sisteminin
destekçisi ve parçası olmaları mümkün değildir. Dünyada bu zulmü gerçekleştirenler,
Darwinistler, materyalistler, Stalin hayranları, Che hayranları, Lenin
hayranları, Mussolini hayranları, Hitler hayranları, Mao hayranlarıdır. Bunlar,
kanlı materyalistlerin, komünistlerin, faşistlerin sapkın fikirlerini kendi
akıllarınca İslam adına uygulamaya kalkan, din ahlakından tamamen uzak
düşüncedeki insanlardır. Bir kısım çevreler tarafından haksız yere, İslam
dinine mal edilmeye çalışılan zalimane sistem, işte bu şekilde işlemektedir.
Müslümanların
bir bölümü, sözde İslam adına yapılan bu zalim uygulamaların gerçekleri
yansıtmadığını iddia edebilir ve bunu külliyen inkar yoluna gidebilirler. Oysa
asıl doğru olan, bu eylemleri reddetmek değil, bunların, birtakım din karşıtı
istihbarat ajanları tarafından, kendilerince İslam dinini dünyada etkisiz
kılmak ve İslamiyet'in güçlenmesinin önüne geçmek için yapıldığını anlatmaktır.
Bütün bunların İslam dininde kesinlikle haram edilen eylemler olduğunun herkese
duyurulmasıdır.
Hiroşima'ya
Atılan Bomba Hristiyanlara Mal Edilmemiştir, Terörist Eylemler de Gerçek
Müslümanlara Mal Edilemez
Yukarıda
bahsettiğimiz düşüncedeki Hristiyanlar, Müslümanlara yönelik bu asılsız
iddialarda bulunurken, önemli bir noktayı görmezden gelmektedirler. Bilindiği
gibi tarihte Amerika Birleşik Devletleri geçmişte; Hiroşima ve Nagazaki'ye atom
bombası atarak on binlerce masum insanın yaşamını yitirmesine sebep oldu. Bu
kişiler arasında Müslümanlar, Hristiyanlar ve Museviler de vardı. Çocuklar da
vardı, yaşlılar da, masum kadın ve erkekler de. Fakat İslam alemi, hiçbir zaman
çoğunluğu Hristiyan olan ABD hükümetinin gerçekleştirdiği bu uygulamayı
Hristiyanlığa mal etmedi.
Bombayı atan
kişilerin hangi dinden olduklarının üzerinde hiç durmadı, bu bombalamanın bir
"Hristiyan saldırısı" olduğunu iddia etmedi. Yine aynı şekilde
geçmişte yaşanan ve ismi açıkça "Haçlı seferleri" olan saldırılar
sırasında da binlerce Müslüman vahşice şehit edildi, hatta farklı mezheplerdeki
Hristiyanlar da işkenceye uğratılıp öldürüldü, camilerin yanı sıra kiliseler de
talan edildi. Son dönemde Irak'ta, Afganistan'da ve diğer bazı Müslüman
ülkelerinde dökülen kanlar da Müslüman kanıydı. Fakat hiçbir zaman Müslümanlar
bunlardan yola çıkarak, İncil'e uyanların kan dökücü oldukları yorumunu
yapmadılar.
Aklı başında her
insan, zulmün yaşandığı bir yerde mutlaka dinsizliğin hakim olduğunu rahatlıkla
anlayabilir. Nitekim Kuran'a uyan, Allah'a iman eden aklı başında Müslümanlar,
söz konusu katliamlardan dolayı hiçbir zaman Hristiyanlığı sorumlu tutmazlar.
Bu, Allah'a kalpten inanan bir kişinin yapabileceği bir şey değildir.
Müslümanlara
karşı söz konusu çirkin iddialarda bulunan bir kısım Hristiyanların da artık bu
yanlış düşüncelerinden ve alışkanlıklarından vazgeçme zamanı gelmiştir. Genelde
bu iddiaların temelinde bilgisizliğin büyük etkisi olmaktadır. Bu nedenle
Hristiyanlar önyargısız bir gözle Kuran'ı okumalı, Peygamberimiz (sav)'in
hayatını incelemeli ve mutlaka gerçek İslam ahlakını yaşayan salih müminlerin
eserlerini, yaşantılarını, düşüncelerini ve faaliyetlerini göz önünde bulundurmalıdırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder